18.06.12 roma 1. gezme günü

akın ve ben sabahın erken saatlerinde -8 gibi- hazırlanıp, 8.30'da campingin trene kadar olan servisine binerek -buradan ulaşımımız gayet kolaydı- roma'daki ilk kahvaltımızı ufak bir büfede yaptık..ben günün sonunda yazdığım için diyorum ki aman allahım nasıl gezdik nasıl gezdik -hatta koştuk ki italya'nın benim için en unutulmaz anlarıydı :)- daha oralara da gelicez neyse :)

                                                       otelimizin vermiş olduğu haritamız..

servis bizi prima porto tren istasyonuna götürdü..buradan trenin son durağı olan flaminio'da inerek turumuza başladık..haritada görüldüğü üzere en üstte yazıor flaminio piazza del popolo..

                                          şehre adım attığımız anda sanki sokakları caddeleri
                                          olan kocaman bir müze içerisine girmiş gibiydik..

                                          meydana giderken geçtiğimiz yollar..

                                          üfff ne sarı ama :)

                                                    her yer çeşme her yer heykel..

piazza de popola meydanından- bu arada piazza  meydan demek o yüzden kelime öbeği biraz tuhaf oluyor ama neyse- aşağıya doğru inerek roma'nın ara sokaklarında ve meydanlarında çekmediğimiz foto, gezmediğimiz yer bırakmadık..dümdüz aşağı inerek piazza navona'ya ulaştık..

piazza navona

bernini'nin "la fontana dei fiumi" (nehirler cesmesi) adindaki eseri bu meydandadır. sant'angese in agone kilisesi de buradadır..

                                       the fountain of the four rivers
                                        

                                         barok tarzında..

                                         at,aslan ve ağaç figürleri vardır..

                                       ben bu aslana bayıldım..

                                         notlarım:)

                                         meydandaki diğer heykel..

                                         başka bir açıdan..

                                          meydandaki çeşmeden su içme dersleri..

                                          alttan kapatıyosunuz ve hoopp üstten fışkırıyo :)

                                            bir de oyuncakçı vardııı..

                                                 

                                     artık piazza navona'dan çıkıyoruz istikamet pantheon..

pantheon

pantheon, pagan döneminde tapınak olarak kullanılırken, daha sonra katolik kilisesine dönüştürülmüş..

43 metre çapında ve 43 metre yüksekliğinde ortası delik kubbesiyle eşsiz bir eski tapınak yeni kilise..ve kubbe hiç bir sutün ile desteklenmemiş..

bastığımız iç zemin döşemesi, 2.yüzyılda imparatorların ve romalıların ayak bastığı orjinal döşemelermiş..

    kubbesindeki yuvarlak boşluktan bütün pantheon aydınlanıyor..

  bu deliğin ismi oculus'müş..

        
pantheon'dan çıkıp fontana de trevi yani aşk çeşmesine gidiyoruz..

fontana di trevi aşk çeşmesi

aşk çeşmesine bir gündüz bir de akşam geldik..sırayla, akşama da gelicem :)

1735 yılında mimar salvi tarafından yapılmış, bernini okulundan gelen sanatçılara da dekore edilmiş..
bu görkemli anıtın bir binanın yan duvarı olması da enteresan tabi..

dilek dileme kısmını akşama bıraktııkkk..

şimdi piazza venezia 'ya gidiyoruz..

piazza venezia

italyanlar bu yapıyı pek beğenmezlermiş, daktiloya ya da düğün pastasına benzetirlermiş, demeseler ben benzetmicektim oysa ki..

                                                                   risorgimento

                                          anıtın arkası roma forumuna bakıyor..



aaaa bu arada çok komik ara sokaklarda gezerken, karşımızdan koşarak uzun ince sarışın bir kadın geliyor..akınla ben o mu değil mi diye sesli bi şekilde konuşup aaa o yahu derken arkasını dönüp bize  iyi günleeeerrr diyerek el sallayan kişi öyle bir geçer zaman ki dizisindeki carolindi :) yok artık ne alaka diyerek yolumuza devam ettik ama tvde göründüğü gibi değil -klasik :)- çok sempatik,güleryüzlü ve güzelmiş. neyse şimdi sıra colosseoda yani kolezyumda..

colosseo

                                                               kolezyum ve ben :)

                                                              kolezyum ve akın :)

toplam 240 kemerden oluşur, 3 katın her katında her birinin yüksekliği 7m olan 80 kemer bulunur.
en önemli inşaat malzemesi de volkanik kiraç taşıdır..

birinci katı tuscan, ikinci katı iyonik, üçüncü katı da corinthian sütunlarla ayakta durmaktadır.72 yılında vespasianus tarafından yaptırılmaya başlanmış, 80 yılında oğlu titus tarafından açılmıştır..

neon'un sarayı yerine halkın sarayı olarak inşa ettirilmiştir..

buradan sonra nereye gitsek diye kararsız kaldık, benim netten önceden yaptığım araştırmalarda 'löplöpçüler' den öğrendiğim kadarıyla testaccia mahallesinde piazza santa maria liberatrice 44 adresinde Pizzeria da Remo'da müthiş pizzalar yapılıyormu..bulunduğumuz bölgeye uzak olduğu için 3 numaralı otobüse atladık ve nehri geçerek sora sora Remo'ya geldik ancak kapalıydı :(

                                                               Pizzeria da Remo

buradan tekrar otobüse atlayarak venezia meydanına geri geldik, biraz dinlendikten sonra aşk çeşmesi civarlarında anıl, nehir ve aydın abiyle buluştuk..hep birlikte ispanyol merdivenlerinin olduğu, piazza di spagna'ya doğru yola koyulduk..

piazza di spagna

ispanyol merdivenleri bu meydandadır..

ispanyol merdivenlerini arkanıza alıp sağ çaprazınızdaki ara sokaklardan birine girdiğinizde italyanın en iyi tiramisucusunu bulursunuz..bir de makarnacısı varmış,bulduk ama yiyemedik çünkü pizzacı gibi kapalıydı, yani aslında açıktı ama sadece el yapımı makarnaların satışı devam ediyordu, servis sona ermişti saat 3'te bitiyormuş..bu lezzet duraklarını da löplöpçüler'den öğrenmiştim bu arada..

                                                               pompi'den tiramisu

                                                     ben makarnacının önünde ağlarken :)

ispanyol merdivenleri

piazza spagna pahalı mağazaların olduğu bir meydan aslında..roma'da alışveriş yapan insan gördüğüm tek yer..

burayı da tükettik, şimdi ise villa borghese'deki villa medici ve bahçesini dolaşmaya karar verdik..

                                                               gidiyoooreeee :)..

villa borghese

                                      tepede olduğu için roma'yı yukardan seyredebilirsiniz..

                                                    yeşillikler içerisinde dolanmaca..

rönesans döneminde medici'lerinse demek ki..

buradan anıl, nehir ve aydın abiyle pantheonun önünde buluşmaya gidiyoruz, burayı ve özellikle aşk çeşmesini gece de görmek istiyoruz..

                                                                    pantheon

görüldüğü üzere artık akşam oldu saat 9 civarı akın nedense artık :) ısrarla aşk çeşmesini de görmek istiyor..benim de içime mi doğdu nedir, illa ki gidelim istiyorum..

bizimkiler piazzo navona'yı görmediği için ve biz de gece de görmek istediğimizden akşam yemeğimizi orda yemeğe karar veriyoruz..zamanımız da kısıtlı trene yetişmemiz lazım..

navona meydanında güzel bir restorana geçip siparişimizi veriyoruz, ancak akın'la benim aklımda hala aşk çeşmesi var.. Hadi diyorum, siparişlerimiz gelene kadar biz aşk çeşmesine gidelim..hemen karar verip, yürüye yürüye, koşa koşa gidiyoruz..tahmin ettiğimizden uzakmış..veee nasıl anlatsam ki yahu :) hımm diğer sözler bana kalsın ama sağ yüzük parmağım artık dolu :)

                                                öncesinde de dileklerimi dilemiştim tabi :)

                          dilek dilerken-evet burçincim senin için de diledim hiiiççç merak etme :)-

                                                    aşk çeşmesi- fontana di trevi-

tekrar koşa koşa navona meydanına gidiyoruz ve tebrikleri kabul ediyoruz :)

e bugün benim için burda biter, daha ne olsun :)