13 Şubat 2013 Çarşamba

26.02.12 floransa 2. gezme günü

sabah 8 civarı kalkıp akınla yollara düşüyoruz..amacımız michalengelo'nun david'inin orjinalini görmek yani nereye gidiyoruz galleria dell accademia'ya..

galleria dell accademia

bu sanat galerisi 1873 yılından beri michalengelo'nun 1501-1504 yılları arasında yaptığı ünlü eseri david'in orjinaline ev sahipliği yapıyor..


                            ve biz sıra beklerken..yani bu sıradaydık bulamadım şimdi kendimizi:)

 
aşağı yukarı bi 1 saat beklemişizdir..
 
 
ve mutlu son :)
 
ama biz gittiğimizde etrafı tadilattaydı yine de sorun olmadı görebildik en azından..neyse heykelimiz 5.17 metre uzunluğundadır ve de inanılmaz olan michalengelo'nun bu heykeli sadece 29 yaşındayken,3 senede yapmış olmasıdır.. eser, davut'un golyat'a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir..
 
 
inanışa göre, davut peygamberin güzel ve tok sesinin etkisiyle yabani hayvanlar uysallaşır, uçan kuşlar yerlere düşermiş.. halk arasında sesi gür ve tok olan erkekler için 'davudi sesli' denmesinin nedeni de buymuş..
 
michalengelo, sanki davut onun çalıştığı mermer bloğun zaten içindedir ve onu dışarıya çıkarmak ister..
 
burada elbette başka heykeller ve eserler de vardı ancak david'den başkasını gözümüz görmedi:)
 

                                                                  ve işte onlardan biri..

                       çıkıştaysa müzenin bahçesinde bizi pembe david süpriz bekliyrodu:)



burayı da tükettik sırada uffizi müzesi var..

uffizi müzesi

bu galeri dünyadaki en ünlü ve en eski sanat müzelerinden birisidir..


 bu sebeple biz de bu sıranın içerisindeydik :) burda da bi 1,1.5 saat beklemişizdir..önceden rezervasyon için fırsatımız olmadı ama açıkçası çok da sıkıntı olmadı..


planını tekrar koyuyorum..görüldüğü üzre u şeklindedir ve görülmediği üzere 2 katlıdır :)

burada fotograf çekemedik bu nedenle netten bir iki tane foto koyucam maalesef..


                                                    burası koridorundan bir görüntüsü..

boticelli'nin, michalengelo'nun, raffaello'nun, caravaggio'nun ve daha pek çok önemli sanatçının eserleri mevcuttur..


                                             mesela boticelli'nin ilkbahar adlı çalışması..

 
ve en çok bilinen yine boticelli'nin venüs'ün doğuşu tablosu..tabloda venüs'ün ergen bir kız olarak denizden doğarak kıyıya çıkışı betimlenir..
 
uffizi müzesinden çıktıktan sonra yemek yemek için republica meydanına yöneliyoruz..
 
 



                                        pizza da, lazanya da şahaneydi..şimdi olsa da yesek..

yemekten sonra otelimize dönerek motorumuzu almaya gidiyoruz istikamet michalengelo tepesi.. gelmeden önce okuduğum bir blogda kesinlikle motosikletle çıkılması tavsiye ediliyordu, e biz istanbuldan motorla gelmişiz buraya çıkmıcak mıyız yahu..


buraya gelirken anlıyorum ki kesinlikle doğru bir tavsiye çünkü çok tatlı yeşillikler içerisinde kıvrıla kıvrıla giden bir yoldan bu tepeye ulaşıyoruz..


                                            michalengelo tepesinden floransa'ya bir bakış..


                                               ve tepeye adını veren bronz david heykeli..


                                                                    başka bi açıdan..





öyle güzel çalıodu ki oturduk merdivenlere 1 saate yakın dinledik paramızı da kutuya attık ama istanbula dönünce niye bi de cd'sini almadık ki die hayıflandık,basiretimiz bağlandı heralde :)


müziğimizi dinlerken  bi yandan da bu capon kızımızın çizimini izledik, ama tamamını göremedik..ne güzel de çiziyodu yahu, floransaya gelirseniz mutlaka burayı görün akşamüzeri gün batımında daha bi güzel oluor benden sölemesi;)

ve artık otele dönüş yarın yine yolculuk var..bari'ye varmadan floransa ile arasında başka bir durak buluyoruz haritadan..taranto..arası değil hafif aşağısı oldu iyi de oldu :)

 

31 Ocak 2013 Perşembe

25.06.12 venedik-floransa 259 km

sabah erkenden yola çıkarak vakitten tasarruf yapıyoruz..gps'imiz sağolsun özellikle otelleri bulmamızda bize çok yardımcı oluoorr..buradaki otelimizi -sette angeli rooms- venedikten çıkmadan önce hemen orda internet üzerinden bulup ayarladık, şansımıza kampanya gibi birşey vardı ve floransanın göööbeeğğinde kalabildik :)

floransa

italyancada firenze anlamına gelen şehir arno nehri çevresinde kurulmuştur..
kent, adını bereket tanrıçası flora'dan alır..floransa italya rönesansının doğduğu yerdir ve toskana bölgesinin merkezidir..6 toscana bölgesi unesco'nun koruması altındadır..bunlar; floransa, pisa, san gimignano, siena, pienza, val d'orcia'dır..

biz şimdi otelime gidelim ;)..



 
 
eşyalarımızı yerleştirip akın ben ve aydın abi hemen şehri turlamaya çıkıyoruz..

 
burası otelimizin sokağı..
 
 
  veee hemen bu sağlı sollu hediyelik eşya satıcıların olduğu sokaktan floransa'nın ünlü Santa Maria del Fiore'sine çıkabiliyoruz..
 
 
Santa Maria del Fiore  
 
 


çiçeklerin aziz meryemi denilen bu kiliseye duomo da derler..duomo'nun hemen yanında çan kulesi   -campanile denir - ve yine hemen yanındaki vaftizhane -battistero di san giovanni denir- de buradadır..
 

çan kulesini giotto isimli bir ressam mimar yapmıştır..tarihte düz fotograf basımı gibi kabrtmalardan üç boyutlu resim gibi kabartmalara geçen ilk isim de giottu'dur -ymuş-..


katedralin kubbesi 54 m çapında ve sekizgendir..vatikandaki san pietro bazilikasından çok daha önce yapılmıştır..13. ve 14. yüzyılda..


                         bu bronz kapı orjinaldir ve üzerindeki tasvirler 2 bouytludur..


                                                       aslında bi derinlik verilmiş yahu..


bu altın kaplama kapı ise- orjinali değil ama çok orjinali gibiydi:)- cennet kapısı olarak anılır ve giotto'dan sonra yapıldığı için 3 boyulu kabartma özelliğini taşır..


                                                                daha yakından bakalım..

 
bir kapıda bu kadar emek,gerçekten de şahane..
 

                            ve yolumuza buradan devam edersek senyörler meydanına çıkarız..

Piazza del Signoria - senyörler meydanı



                                      

bu meydana floransa'nın oturma odası ve heykel galerisi diyorlarmış..
floransa gezimiz boyunca 1 tanesini gerçek olmak üzere- haliyle normal olarak böyle oluyor :)- toplam 4 tane david heykeli ile karşılaşacağız..bunlardan bir tanesi, replikası olan kapının solunda olan heykeldir..

 
senyörler meydanındaki mermer replika david..
 
 
ve diğer yanda meydandaki tek orjinal heykel olan  bandinelli'nin hercules and cactus heykeli


               ana meydan fotosundan da anlaşılacağı üzere kapının diğer yanındaki heykel..


                                                                 her açıdan çektik..

 
şimdi de meydanın ortasında gibi duran neptün heykeline bakalımmm..
 

neptün havuzunun ortasında mermerden yapılmış deniz tanrısı neptün'ün heykeli, mermer atlar ve deniz kızları ve erkek deniz tanrıları vardır..


                                                             1565 yılında yapılmıştır..


            sırada başka bir heykelimiz var burası gerçekten de açık hava heykel galerisi şeklinde..

 
üç kişi iç içe geçmiş şekilde tasvir edilmiş.. bu heykelde ön, yan ve arka cephe diye bir şey yoktur..heykel her açıdan işlenmiş böylece hangi açıdan bakarsak bakalım heykelin önündeymişiz hissi verilmiştir..ama bizim öylesine başımız dönmüş ki her açıdan çekmeyi akıl edememişiz..elimizde sadece bu açı var..
 

ve işte michalengelo'nun david'inden sonra benim en çok beğendiğim heykel..güzel de bir hikayesi var..


        bu bronz heykel mitolojik tanrıçalardan meduza'nın başının kesilmesini tasvir eder..


rivayete göre, mediciler heykeltraşa bu heykeli bir parça olarak dökerse 800.000 florin ödeyeceklerini söylemişlerdir..ama heykelin döküm sayısı arttıkça mebleğı düşüreceklerini belirtmişlerdir.. heykeltraş ise eserini ancak 3 parçada dökebilmiş, yine de mediciler bonkörlüklerini göstermek için heykeltraşa sanki 1 seferde dökülmüşcesine para ödemişlerdir..

 

heykellerin arkasındaki büyük yapı medicilerin işleri büyüttükten sonra yerleştikleri ikinci büyük saraymış..mediciler daha sonra bu sarayın yanına ticari ofislerini yapmışlardır.. bu ofisler şu anda uffizi yani ofisler sanat müzesine dönüşmüş durumdadır..


                                            biz müzeleri gezmeyi ertesi güne bırakıyoruz..


uffizi'nin avlusundan geçerek boboli bahçesine doğru floransa sokaklarında yürüyüşe geçiyoruzz..


                                                  resmen kumaşına kadar işlemişler yahu..


                                     yolda yürürken bu tabelayı görüp mutlu oluyoruz.. :)



ponte vecchio köprüsü

 
eveettt birazdan bu köprüden geçicez önce biraz foto çekelim..
 

ponte vecchio 1354 yılından beri kuyumcu dükkanlarını barındırıyor..eskiden burada kasaplar bulunuyormuş, ferdinando kokuya dayanamadığı için bunları kapattırmış..


             ikinci dünya savaşında bile pek çok yer bombalanırken buraya dokunulmamış..


                                                                    ve başlangıcı..

 

                                                  dönüşümüzde tükkanlarını kapatmışlardı..

 
aydın abi yardımseverliğini konuşturuyor :)
 
boboli bahçesi
 


    ve boboli bahçesine geliyoruz ama geç geliyoruz kapalıydı maalesef ve saat 7 civarıydı haberiniz ola..


ben yine de bilgi veriyim.. göremedik ama içinde 16. ve 18. yy'a kadar olan zamandan pek çok heykel varmış..medicilerden -ne medicilermiş ama- cosimo bu bahçeyi karısı eleonoro için yaptırmış.. çıtayı çok yükseltmiş :)

                                                        
                                                                      dönüş yoluuu..


                        çoook yürüdük ve kendimizi venchi çikolatacısında ödüllendiriyoruz:)

 

                                                                      afiyet olsunn..:)


                                                                      domuz aşkları :)



                                                                sokak sanatçıları..


italya gezimiz boyunca gördüğüm tek sinema floransa'daki bu sinemaydı..tek bir alışveriş merkezi de görmediğimi ayrıca belirtmek isterim ve belirtirim :)..

republica meydanı

şehrin en eski ve en iyi restoranlarının bulunduğu meydan burası..biz ertesi gün yemeğimizi burada yemeye karar veriyoruz..

 
republica meydanı
 


 
floransa'ya da ayağımızı bastıkkk :)..

 

akşam olduu ve çok yorulduk yahu..yarına galleria dell' academia, uffizi müzesi ve michalengelo meydanı bizi bekler ;)